25 Şubat 2019 Pazartesi


DİLİN MİLLET HAYATINDAKİ YERİ VE ÖNEMİ


    Dil: Bir milleti ayakta tutan, vatanına ait kılan, milliyetçi ruhu ilelebet yaşatmış ve yaşatacak, kültürün en önemli aynalarından biridir. Öyle ki tek ve bir olmuş millet, dilin varlığıyla mümkündür.
    İnsanın geçmişini öğrenmesi, geleceğini sürdürmesi, eğitimi, hayatını geçirmesi ve özellikle de toplumdaki insanlarla sürekli iletişim içinde olmasını sağlayan ihtiyaçlar ve daha birçoğu dil ile mümkündür. Bizler her ne kadar farkında olmasak da her şeyden önce dil hayatımızdaki en önemli hizmeti bize sunar.
Millet olmanın gerektirdiklerinden biri de ortak dili konuşmaktır. Çünkü kişi etrafında onu anlayabilecek, iletişim kurabilecek ve aynı değerlere, kültüre sahip çıkan düzeyde birisini görmek ister. Bu ortak değerlerin oluşmasında dil çok önemli bir rol oynar. Halkı birleştirerek, birlik beraberliği aynı zamanda milli bilinci kuvvetlendirir. Atatürk’ün de dediği gibi “ Türkiye Cumhuriyetini kuran; Türk halkı, Türk milletidir. Türk milleti demek, Türk dili demektir. Türk dili Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti, geçirdiği nihayetsiz felâketler içinde ahlâkının, an’anelerinin, hatıralarının, menfaatlerinin, kısacası bugün kendi milliyetini yapan her şeyinin dili sayesinde muhafaza olunduğunu görüyor. Türk dili; Türk milletinin kalbidir, zihnidir.”  Tarihimize göz atacak olursak da bu aynıdır. Bu milletin ataları yıllarca o kelimelerle düşünmüş, o kelimelerle şiirler, romanlar, hikayeler yazarak bizleri mest etmiş, evlatlarını o kelimelerle büyütmüş, bu kelimeleri güzel sanatlarla ve daha akla gelmeyecek birçok söz sanatı, ahenk unsuruyla yontarak bizlere en eksiksiz haliyle sunmuşlarsa, bize de bu eşsiz ve zengin dili en uygun biçimde kullanmak ve gelecek nesillere aktarmak kalmıştır.
Bu mucizevi kaynak, her şeyin aracısıdır. Bir topluluk diline sahip çıkıyor, yerinde kullanıyorsa her alanda başarı yakalayabilir. Bilimde de ilerler, edebiyatta da. Felsefede de ilerler sanatta da. Dil olmadan hiçbir alanda hiçbir ülke yol katedemez. Bundan dolayıdır ki dil, bir milletin aynasıdır. Dilin bir diğer güzelliği de toplumun geçmişini bilmesine yardımcı olmasıdır. Toplumumuzun yüzyıllar öncesindeki yaşantısını öğrenmemizde, kültürümüzü benimsememizde, maddi ve manevi kaynaklarımızı öğrenebilmemizde bize asıl yardımcı olan kaynak dildir. Banarlı’nın da dediği gibi “Ataların bize miras bıraktığı en güzel iki şeyden biri bugünkü Türk vatanı ise, diğeri de Türkçedir.’’  Bizler ancak dilde bazı kalıplaşmış “herkesin kullandığı” klişe kelimeleri bırakarak, her fırsatta okumayı, öğrenmeyi yeğleyip kendimize bir şeyler katmayı düşlersek, günlük hayatta bilinçsizce kolaylık olsun diye kullandığımız yabancı sözcükleri kendi öz Türkçemizden arındırma derdine düşersek, o kadar şuurlu, milli ve tam anlamıyla bağımsız bir toplum olabiliriz.
    Bu yazıyı okuyan ve vatanına, bayrağına değer veren Türk evladı!
Dilini ebediyen sevecek ve koruyacaksın. Dil bir toplumun iskeletidir. Dil var olmazsa toplum da ayakta kalamaz. Şunu da unutma ki; bir millet dili dışında tüm zenginliğini, maddiyatını kaybedebilir. Bunları bir gün tekrardan elde etme şansına sahiptir. Fakat dilini kaybeden bir toplum, diliyle birlikte benliğini de kaybettiği için yok olmaya mahkûmdur.

                                                                                                                                    Esma AVCI
                                                                                                               
                                                                                                                       





                                                                                                           

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KORKU  Stefan Zweig'ın korku kitabında her şeye sahip olan bir kadının, sahip olduklarının kıymetini bilmemesi ve elinden kayacağını ...