BİLENLER EL KALDIRSIN
Dünyaya
gözümüzü açtığımız o gün, bir vatanın
sahibi oluruz. Yıllar geçer sahip olduğumuz vatana bir şeyler katmak isteriz,
ondan pek çok şey aldığımız gibi. Vatanın yaşaması
devlete, devletin yaşaması ise millete bağlıdır. Ne zaman millet ve devlet bir
olursa işte o zaman ölümsüz bir devlete sahip olmuş oluruz. İşte
omdusmanlık yani T. C. Kamu Denetçiliği
Kurumu bize bu yolda büyük bir köprü oluvermiştir. "Kamu ile derdi
olan bize gelsin", çağrısı
ile milleti devlete bağlamaya çalışmıştır.
Devlet
ne kadar mühim
bir idare olsa bile onda da birtakım sorunlar çıkabilir, ki devlette çalışan kimseler de bu vatanın evladıdır.
İnsanlığın dünya
ile buluşması bile hatalar doğrultusunda iken hata yapmamamız evrensel
kurallara aykırı gelir. Oluşan olumlu ya da olumsuz her eylem karşılıklıdır.
Mesela kamuda çalışan
kimseler vazifelerini doğru bir şekilde yerine getirseler vatandaş mağdur
olmaz. Vatandaşta haklarını bilse ve korusa olay dostane bir boyutta, orada çözülür. Görüldüğü üzere vatandaş ve kamunun yaptıkları
paraleldir.
Kamu
Denetçiliğinin,
millet ile arasına kurduğu bu köprüde ayağa takılan ne bir çivi ne de bir taş vardır. Görevini yerine getirirken hiçbir ücret talep etmez ve her daim sorunları
çözme
peşinde koşar. Başvuruları kuraldan ötürü Türkçe alması gerekse bile tristlerin
kendini açık
ve net ifade ettiği yabancı dillerdeki başvuruları da kabul eder.
Bu
kadar kaliteli bir kurum olmasına karşın, kurum sürekli bir gelin çağrısında bulunmak zorunda kalıyor. Çünkü vatandaşımız ne bu kurumdan, ne
haklarından ne de özgürlüklerinden haberdar. Bu haberdarsızlıkta
diğer kurumların etkisi, milletin karakteristik yapısı, eğitim sistemimizin
bize araştırma şevkini katamaması da büyük rol oynar. Mesela vatandaşın
hastaneye gittiğinde maddi olarak sömürülmesi, ulaşmasının hak ve gerekli
olduğu konulara ulaşamaması vatandaşı diğer kurumlardan da soğutur. Vatandaşın
ulaşamadığı konulara ulaşmasını sağlayan bir kurumun olduğunu bilmemesi zaten
acıların en büyüğüdür. Bunu bilmeyen vatandaş "Kol kırılsın
yen içinde
kalsın", der ve umursamaz olanı biteni. Bilen vatandaş ise sütten dili yandığı için yoğurdu üfleyerek başlar. Kişi kuruma başvurup
polemiğe girmektense, en azından başım ağrımaz düşüncesi ile kurum tanımaz, kurum
bilmez, kuruma ihtiyaç
duymaz hale gelir. Ne yazık ki kişinin çözmeye çalıştığı problemler de genellikle
kan, silah, acı ile süslenir.
Buna rağmen Kamu Denetçiliği
Kurumunun üstlendiği
sorunlar en fazla 6 ay içerisinde
çözülüyor ve bu durum hukuki, dostane bir
boyut içerisinde.
Omdusmanlık ya da Kamu Denetçiliği
Kurumu... Herhangi bir ortamda şu isimler sorulsa ve BİLENLER EL KALDIRSIN
denilse, oluşacak acı manzarayı hepimiz hayal edebiliyoruz sanırım. Kurum ne
kadar kaliteli ve ne kadar milletin sorunlarını çözme
arzusu ile yanan bir kurum olsa dahi biz vatandaş ile bu kurum arasındaki köprüyü güçlendirmediğimiz
sürece
kurumun kalitesinin millete hiçbir
faydası olmayacaktır. Milletimizin birçok sorunu
olmasına karşın en büyük sorun çakılsız, çivisiz köprüde
milletimizin yürümeyi
bilmemesidir. Kurumun çözmesi
gereken "İlk Sorun" da budur aslında . Bu sorun çözüldüğü vakit
Kamu Denetçiliği Kurumu milletin gözünde
alacakaranlıkta ortaya çıkan
kutup yıldızı gibi parlayacaktır
İLKNUR PALABIYIK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder